Yazdır

 

Arykanda, Antalya İli, Finike İlçesi sınırlarında olup, Elmalı-Finike karayolunun yaklaşık orta mesafesinde ve Arif Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Kent, Bey Dağları’nın güneyinde, yerleşimi bir duvar gibi kuzeyden sınırlayan Şahinkaya isimli sarp kayalığın eteğinde yer almaktadır. Bu konumundan dolayı da Luwice’de “Arykawanda= Yüksek Kayalığın Yanındaki Yer” anlamına gelen ismi zamanla Arykanda’ya dönüşmüştür.

Arykanda ilk kez 1838 yılında,

İngiliz araştırmacı-gezgin Charles FELLOWS tarafından mezar yazıtları ve yüzeyde bulduğu sikkelere dayanarak lokalize edilmiştir. Luwice kökenli bir isme sahip olan yerleşimdeki en erken tarihli mimari veriler MÖ IV. yüzyılın sonu III. yüzyıl başına tarihlenen kaya mezarlarıdır.

Kent özellikle Hellenistik ve Roma Dönemi’nde yoğun bir şekilde iskân edilmiştir. Arykanda’nın diğer Lykia şehirleri gibi MÖ 546’dan sonra Pers egemenliği altında olduğu, daha sonra MÖ 333’te İskender’in, onun ölümüyle Seleukoslar’ın ondan sonra da  Ptolemaioslar’ın eline geçtiğini görüyoruz. Apameia barışından sonra ise Rodos’a bağlanan şehir, bir müddet sonra diğer Lykia şehirleri ile birlikte Rodos’un egemenliğinden çıkmıştır.  Roma İmparatorluğu’nun doğu ile daha fazla ilgilendiği dönemde MÖ II. yüzyılda Arykanda  Lykia Birliği’ne bağlı bir şehir olarak sikke basmıştır. Bu durum MS 43’te İmparator Claudius’un Lykia Birliği’ne son verdiği tarihte Lykia Bölgesi Pamhylia ile birlikte eyalet haline sokulmuş ve bütünüyle Roma’ya bağlanmıştır.

Lykia tarihinde, siyasi olaylarda etkin bir rol oynamamış olmasına karşın Doğu Lykia’nın en önemli ana yollarından üzerinde bulunan Arykanda özellikle kereste ticareti ile zenginleşmiştir. Arykanda Roma İmparatorluk Dönemi’nde zengin su kaynaklarının da etkisiyle güvenli bir konaklama ve dinlenme yeri olma özelliği kazanmıştır. Kent en parlak dönemini MS II-III. yüzyıllarda yaşamıştır.

Tipik bir yamaç yerleşimi olan yerleşimin doğusu ve batısı sarp falezlerle; kuzeyi ise Şahinkaya ile sınırlanmaktadır. Savunma yönünden zayıf görünen güney yönünde de arazi kot farklarından da yararlanılarak, yapıların teras duvarları ile sur yapımına gerek duyulmayacak tarzda savunulması sağlanmıştır. Akropol’de en geniş alanı kaplayan Ticaret Agorası, yer yer doğal kayanın tıraşlanmasıyla oluşturulan yan yana sıralanmış dükkânları; bunların önünde ahşap dikmelerle taşınan bir stoa ve tabanı taşlarla kaplı bir meydandan oluşmaktadır. Agoranın kuzeybatısında yerli kayanın yontulmasıyla elde edilmiş Bouleuterion yer alır. Bouleuterion’un doğusundan Dor düzenindeki Helios Tapınağı’na ulaşılmaktadır. Tapınağın kutsal alanına doğu ve batısındaki iki kapıdan girilmektedir. Helios Tapınağı ve Bouleuterion’un kuzey ve doğu kesimi ağırlıklı olarak konut alanıdır. Ticaret Agorası’nın batısından başlayan merdivenli bir yol hem Helios Tapınağı’na, hem de konutlara ulaşımı sağlamaktadır. Akropol’ün güneydoğusunda MS III. yüzyıl ortalarına doğru inşa edilen ve zaman içerisinde onarılarak kullanılan “Yamaç Hamamı” bulunmaktadır. Yamaç Hamamı geniş cephesiyle güneye bakmaktadır. Şahinkaya’nın eteğindeki Stadion, normal stadion ölçülerine göre yarı uzunlukta; tek yönlü, üç basamaktan oluşan tribunalisi bulunan ve koşu pisti arazinin yapısı dikkate alınarak birbirine dar kısımlarından birleştirilmiş iki trapez formlu alandan oluşmaktadır. MÖ I. yüzyılda inşa edilmiş olan Stadion depremlerden sonra özellikle güney duvarı yönünde büyük onarım görmüştür. Her iki yapı arasındaki ara teras denilebilecek yerde, kuzeydoğuda tiyatronun en üst oturma sırası seviyesinde kime ait olduğu anlaşılamayan bir tapınak kalıntısı mevcuttur. Bu alan MS V. yüzyılda büyük bir konutun avlusu içerisinde kalmıştır. Tiyatro’nun bir alt terasında, “U” planlı, tabanı geç devirlerde mozaik döşeli portikoya sahip Devlet Agorası ve portikonun kuzeybatı ucunda da Odeon bulunmaktadır. Devlet Agorası’nın ortasında temel kalıntıları görülebilen, altarı hala yerinde duran Tykhe Tapınağı kalıntısı mevcuttur. Kentin batı kesiminde özel konutlar bulunmaktadır. Batı uç taraf, zengin bir Arykandalı’ya ait mozaik tabanlı mekânları olan bir villa (Batı Villası) ile sınırlanmaktadır. Doğuya doğru yine uzun süre kullanım görmüş bir başka villa (Doğu Villası) bulunmaktadır. Güneyde eğimin neredeyse kalmadığı düzlükte, Arykanda’da bulunan en büyük dini yapıyı oluşturan MS IV. yüzyıl ilk yarısında inşa edilmiş üç nefli bir Erken Doğu Roma (Bizans) Bazilikası bulunmaktadır. Bazilika’nın batısındaki alanda ise yazıtlar ve antik kaynaklara göre İmparator Traian’a adanmış Traianeum yer almaktadır.  Ortasında podiumlu bir tapınağı bulunan kutsal alan ile tapınağının farklı yönü ve bir alt terastaki latrinası ile Roma’daki Traian Forumu’nu andırmaktadır. Traianeum ile aynı kotta Mabet-Bazilika’nın kuzeyinde yalnızca krepidoması korunmuş Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait podyumlu bir başka tapınak kalıntısı daha mevcuttur. Büyük Hamam-Gymnasion kompleksinin kuzey ve doğusunda iyi korunmuş yirmiye yakın tapınak planlı ve tonoz örtülü anıt mezar bulunmaktadır. Erken Doğu Roma (Bizans) Dönemi’nde Doğu Nekropolü’nde anıtsal mezar binaları arasına bir Kilise yapılmıştır. Üç nefli olarak inşa edilmiş Kilise’nin nefleri ve narteksi geometrik motiflerle oluşturulan mozaik döşelidir. Kentin girişinde yerel olarak Naltepesi olarak adlandırılan yerde Lykiarkhlık yapan Arykandalı Hermaios’un anıt mezarı bulunmaktadır. Anıt mezar büyük olasılıkla MS 240 depreminde yıkılınca yapı blokları kullanılarak bir hamama dönüştürülmüş ve kuzeyine de bir demirci atölyesi inşa edilmiştir.

Arykanda Antik Kenti çevresinde doğal pek çok su kaynağı bulunmaktadır. Bunlar kayalara oyulan suyolları ile şehre ulaşmaktadırlar. Kentte bir bölümü ana caddelerin altından geçen temiz ve kirli su kanalları titizlikle yapılmıştır. Kolay savunulabilir bir alanda kurulan Arykanda İmparator II. Theodosios Dönemi içinde MS 435 yılında büyük yangına kadar iskân görmüştür. Bu tarihten sonra kent modern Elmalı-Finike karayolunun güneyinde kalan surlu yerleşime taşınmıştır. Kentte 1971 yılında başlayan kazılar halen sürdürülmektedir.